25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

Bir 25 Kasım’da Daha Kadınlar Her Yerde!

1930 yılında yönetimi ele geçirerek Dominik Cumhuriyeti’ni diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşı mücadele yürüten 3 kız kardeş, Mirabel Kardeşler, 25 Kasım 1960 tarihinde devlet eliyle şiddete, tecavüze uğradılar ve katledildiler. Cinayet kaza süsü verilerek kapatılmaya çalışılsa da bu 3 kadın, faşizme karşı mücadelenin sembolü oldular. Ölümlerinin üzerinden 1 yıl bile geçmeden onların mücadelesi kazandı ve ülkelerindeki diktatörlük devrildi. 

Mirabel kardeşlerin anısı ve mücadelesi dünyada kadın hareketinin tarihinde de önemli kilometre taşlarından biri oldu ve ölüm yıldönümleri 1999 yılında Birleşmiş Millet tarafından “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edildi.

Türkiye İnsan Hakları Derneği’nin kadına yönelik şiddet tanımı toplum içinde ya da özel hayatta cinsiyete dayalı olarak kadının fiziksel, cinsel ve psikolojik zarar görmesi ve/veya acı çekmesi ile sonuçlanan ya da bu tür sonuçlara yol açabilecek olan tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi olarak engellenmesini kapsamaktadır. Bu tanım içinde kalan şiddet, Türkiye’de ve dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kadınların ve cinsel yönelimleri sebebiyle şiddete uğrayan bireylerin yıllar içine yayılan derin mücadelesine rağmen maalesef ortadan kalkmamıştır. Çünkü bu mücadeleyi destekleyecek devlet politikaları son derece yetersiz olduğu gibi mesela Türkiye’de kadınların hak mücadelesinin önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede ve hukuka aykırı bir şekilde çıkılarak, bilerek ve isteyerek bu kapsamdaki önemli bir araç ortadan kaldırılabilmektedir.  

Toplumsal gelişimin bilinçli bir şekilde geriletildiği ülkemizde, laiklik sistematik bir şekilde aşındırılmakta, bilimselliği önceleyen, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen eğitim müfredatı yerine kadınının toplumdaki yerini kamusal alanlarının dışına ve ev içine hapseden muhafazakar aile yapısını destekleyen bir müfredat ile çocuklar erken yaşlardan iktidarın ideolojisine uygun olarak şekillendirilmeye çalışılmaktadır.

Halbuki kadına yönelik şiddetin önlenmesi toplumsal bir zihniyet değişimini sağlayacak yasal düzenlemeleri ve sosyal hayatın kodlarının buna uygun şekillenmesi ile mümkündür.

Halbuki bu şiddet ancak toplumsal mücadelenin kanunlarla desteklenmesi ve şiddetin mağdurlarının korunması, faillerinin hak ettikleri cezaları almasıyla mümkündür.

Biz kadınlar;

Kadına yönelik şiddet eylemlerinde uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasını kabul etmiyoruz!

Şiddet mağdurlarının devlet tarafından korunmasına, fiziki ve psikolojik olarak desteklenmesine yönelik devlet politikaları oluşturulmasını ve kalıcılığının yasalarla garanti altına alınmasını istiyoruz!

Şiddet faillerine adli süreçlerde, “hafifletici sebepler” diye toparlanan mazeretlerle cezai indirime gidilmesini kabul etmiyoruz!

İstanbul sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulmasını talep ediyoruz!

Patria, Minerva ve María Teresa Mirabel kardeşler bizim de kız kardeşlerimizdir ve mücadelemiz birbirimizden güç alarak devam edecektir.

Mücella Yapıcı ve Şebnem Korur Fincancı nezdinde her türlü baskıya, zorbalığa rağmen canı pahasına mücadeleyi bırakmayan, haksız ithamlarla mahkum edilen tüm dünya kadınlarına selam olsun

BMO’lu kadınlar olarak Cumhuriyet değerlerini korumak için, laik bir ülkede barış içinde eşit ve özgürce yaşamak için mücadeleye devam edeceğiz.

YAŞASIN TMMOB İLE ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası
Kadın Mühendisler Komisyonu

© 2024 TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası