Sosyal Medyaya Yeni Düzenleme:
Görme, Duyma, Söyleme!
TBMM’nin gündemindeki “sosyal medya düzenlemesi” temel hak ve özgürlüklere aykırıdır.
Bu düzenlemenin tek hedefi vardır:
Baskı altına alınıp sindirilmiş, suskun, belleksiz bir toplum yaratmak!
Sosyal medya uygulamaları, özellikle son on yılda artan kullanıcı sayıları ve trafikle İnternet’in en önemli paylaşım, haberleşme ve etkileşim ortamları haline gelmiştir. Bir yandan ana akım medyanın yer vermediği birçok konu sosyal medya sayesinde gündem olurken öte yandan İran’dan ABD’ye pek çok toplumsal harekette sosyal medya etkin olarak kullanılmıştır. Bu gelişmeler, çoğu ülkede iktidarları rahatsız etmiş; yöneticiler sosyal medyayı hem manipülasyon hem de gözetim için kullanmaya çalışmışlardır. Bu durum gerçekte sosyal medyanın toplumsal düzeydeki mücadelelerin ve çatışmaların yeni bir alanı olduğunun da kanıtıdır.
Ülkemizde ise 5651 sayılı İnternet sansürü yasası ve sonraki düzenlemelerle, haber alma ve ifade özgürlüğü sürekli antidemokratik biçimde baskı altına alınmış; sosyal medya, yöneticilerce “bela” olarak tanımlanıp hedef gösterilmiştir. Çağımızı ve teknolojinin geliştirici olanaklarını kavramaktan uzak olan bu anlayışla çeşitli sosyal medya hizmetlerine Türkiye’den erişim dönem dönem engellense de bu uygulamalar sürdürülememiş, özellikle kamuoyunda tepkilerin artması sonucunda uygulayıcılar engellemeleri kaldırmak zorunda kalmışlardır.
Türkiye’de ana akım basın-yayın kuruluşlarını boyunduruğu altına alıp bağımsız/muhalif yayınları baskı ve cezalarla susturmaya çalışan siyasal iktidar, sosyal medyadaki çok sesliliği de türlü ceza düzenlemeleri ve “troll” ordularıyla kontrol altına almaya çalışmışsa da başarılı olamamış ve sonunda çeşitli nefret söylemlerini gerekçe göstererek bir “Sosyal Medya Sansürü Tasarısı” hazırlamıştır.
5651 sayılı yasada değişiklikler yapılmasını öngören yasa önerisi, sosyal medya şirketlerini (sosyal ağ sağlayıcılarını) Türkiye’de temsilci bulundurmak ve verileri Türkiye’de barındırmakla yükümlü kılmakta; hem sosyal ağ sağlayıcılarına hem de içerik sağlayıcılara (İnternet ortamında yayın yapan kişi/kuruluşlara) yönelik erişim engellemelerinin yanı sıra içerik çıkarma uygulamasını da getirmektedir.
Mevcut durum ve bu yasa önerisiyle (kanun teklifiyle) yapılmak istenen düzenlemenin doğuracağı sonuçlar dört maddede özetlenebilir:
- Türkiye’de İnternet zaten kapsamlı bir sansür ve denetim altındadır.
Türkiye’de 2019 sonu itibarıyla 408.494 web sitesi, 130.000 URL adresi, 7.000 Twitter hesabı, 40.000 tweet, 10.000 YouTube videosu ve 6.200 Facebook içeriği erişime engellenmiştir. Türkiye, Twitter’a en çok hesap kapatma isteği ileten ülke konumundadır (%46) [1]. Ayrıca farklı yasal hükümler kapsamında soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar da durmaksızın sürmektedir. Sözkonusu düzenleme, yasakların katlanarak artmasına yol açacaktır.
- Yasa önerisi, sosyal medyayı “havuz” sosyal medyasına çevirmeyi hedeflemektedir.
Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal medya şirketlerine (sosyal ağ sağlayıcılarına) ağır yükümlülükler ve cezai yaptırımlar getirilerek ya tam bir denetim sağlamak ya da bu şirketlerin Türkiye’deki faaliyetlerini durdurmak hedeflenmektedir. Bu açıkça, bugün artık en önemli muhalefet ve ifade özgürlüğü alanı olan sosyal medyayı tümüyle susturmak anlamına gelmektedir. - Düzenlemeyle, tüm sosyal medya kullanıcılarının bilgileri erişilebilir olacaktır.
Bugün Türkiye’den sosyal medya şirketlerine iletilen istemlerin bir bölümüne olumsuz yanıt verilmekte ve kullanıcı bilgileri paylaşılmamaktadır. Verilerin yurtiçinde barındırılmasıyla toplum üzerindeki gözetim ve baskı artacak; siyasal iktidar, tüm kullanıcıların bilgisine ve içeriğe erişerek bu büyük oylumlu veriyi kendi hedefleri doğrultusunda yorumlayıp kullanabilecektir.
- “İçerik çıkarma” uygulamasıyla İnternet “geçmişi” temizlenecektir.
Bugüne kadar 5651 sayılı yasayla erişim engellenmekte, içerik ise Türkiye’den erişimi engellenmiş olsa da yayımlanmaya devam etmekte, arama motorlarıyla bulunabilmekteydi. İçerik çıkarma ve arama motorlarıyla erişimi engelleme yaptırımı getiren yeni düzenlemeyle geriye dönük temizlik yapılabilecek, örneğin siyasilerin geçmişteki söylemleri ve icraatları yalnızca sosyal medyadan değil, bütün İnternet ortamlarından tümüyle kaldırılabilecektir.
Teknik, hukuksal ve toplumsal açıdan çok kapsamlı ve olumsuz etkileri olacak bir düzenlemenin, bu kadar hızlı bir biçimde yasalaştırılmaya çalışılması, gerçek niyeti açıkça ortaya koymaktadır.
Bizler bilişim teknolojilerinin üreticileri olarak bu teknolojilerin, temel hak ve özgürlükleri geliştirmek, daha demokratik, çağdaş ve kalkınmış bir ülke olmak için ne denli önemli olduğunu biliyoruz. İnternet’in de bu anlayışla değerlendirilmesi ve İnternet ortamının, toplumun bilimsel, kültürel, sanatsal ve eğitsel gelişiminin desteklenmesi için yaşamsal bir araç olarak kullanılması amacıyla kapsamlı politikalar ve uygulamaların tasarlanması gerektiğini düşünüyoruz.
Her türlü baskı, gözetim ve sansüre karşı bütün İnternet kullanıcılarının ifade özgürlüğünü, bilgi ve haber alma hakkını savunmaya devam edeceğimizi vurgulayarak tüm demokratik güçleri bu yasa önerisine direnmeye çağırıyoruz.
Bilgisayar Mühendisleri Odası 4. Dönem Yönetim Kurulu
[1] İfade Özgürlüğü Derneği Engelli Web Raporu (2019)