6 Şubat Depremlerini Unutmadık, Unutmayacağız!
Ülkemizin Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük depremle derinden sarsılmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Oldukça geniş bir coğrafyada hissedilen felaket, resmi verilere göre 50.000’in üstünde yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, 200.000 civarında binanın oturulamaz hale gelmesine neden oldu.
Deprem sonrası yaşananlar ise üzüntümüzü daha da katladı; yapı denetiminden kurtarma çalışmalarına, dirençli şehir planlamasından yardım koordinasyonuna her konuda sınıfta kalan bir devlet yapılanmasıyla karşı karşıya kaldık. Özellikle depremin ilk günlerinde, tek adam sisteminden kaynaklı sıkıntılar da kendini gösterdi. En basit konularda dahi karar almaktan çekinen kurumlar ve yöneticilerin etkisiyle kurtarma ve yardım faaliyetleri büyük oranda aksadı. Kızılay gibi bu konularda yüzyılı aşan deneyimi bulunan kurumlarda bile yozlaşmayı, liyakatsizliği ve tüccar zihniyetini üzülerek fark ettik. Ayakta kalan sadece toplumsal dayanışma duygusuyla yardıma koşan geniş halk kesimleri ve kamusal yararı esas alan örgütlenmelerdi.
Deprem felaketi sırasında en büyük sıkıntılardan biri iletişim alanında yaşandı, yıkılan baz istasyonları toplam sayının üçte biri bile değilken, haberleşmenin büyük oranda aksadığına, kamusal bir hak olan haberleşmeden sorumlu firmaların ve kamu kurumlarının topluma hesap vermekten kaçındığına tanık olduk. Denetim ve gözetleme ihtiyacını insan hayatının önüne geçiren bir anlayışla hareket eden bu kurumlar, iletişim akışını takip edemedikleri gerekçesi ile yerel İnternet servis sağlayıcılarının hizmet vermesini engelledi. Bunla da yetinmeyenler, depremin üçüncü günü henüz enkazın altında canlarımız varken sosyal iletişim ağı “Twitter”ı yavaşlatma ve hayati önemdeki iletişimi engellemeye çalıştı. Depremle mücadelenin her alanında olduğu gibi bilgi teknolojileri ve iletişim alanında da bilim dışı anti-demokratik anlayışın can kayıplarımızı artırdığına tanıklık ettik.
Deprem sonrası geçen bir yıl süresinde de maalesef vaat edilenlerin pek çoğunun yerine getirilmediğini gördük. İnsanlarımızın pek çoğu hala konteynerlerde hatta çadırlarda yaşarken toplanan özel vergilerin ve yardımların nerelere harcandığı konusunda kamu idaresi hesap vermekten özellikle kaçındı. Depremzedeler için yapılan çalışmalarda ayrımcılık yapıldığı da yakın zamanlarda en yetkili ağızlardan itiraf edildi.
Bilgisayar Mühendisleri Odası olarak depremde yaşamını yitiren yurttaşlarımızı özlemle anıyor, yakınlarına bir kere daha başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Yeni felaketlerin yaşanmaması için bu bilim dışı, ayrımcı ve anti-demokratik anlayışla mücadeleye etmeye devam edeceğimizi; hizmetin ayrım gözetmeksizin yurttaşlarımıza eşit verildiği, doğal afetlerin, iş cinayetlerinin ve çevre katliamlarının kader olmaktan çıktığı, can kayıplarının engellendiği bir ülke için çalışacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Bilgisayar Mühendisleri Odası
6. Dönem Yönetim Kurulu