Gençlerimizi ve Geleceğimizi Yitirmek İstemiyoruz!
Bir gencimizin daha, meslektaş adayımız Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencisi Ayşegül Tayyar’ın yaşamını yitirdiğini öğrenmiş olmanın derin üzüntüsünü duyuyoruz. Ailesine ve tüm sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Üniversitenin konuya ilişkin soruşturma sürecini hassasiyetle sürdürmesini, konuya ilişkin gerçeklerin ivedilikle ortaya çıkmasını diliyoruz.
Son dönemde sıkça karşılaşmaya başladığımız genç insanlarımızın ölüm haberleri tüm toplum vicdanını derinden yaralıyor. Kimi ihmaller sebebiyle, kimi toplum baskısına dayanamayarak, kimi derinleşen ekonomik krizin yarattığı barınma, beslenme , güvenlik gibi en temel hakların bile erozyona uğratıldığı zorlaşan hayatları yüzünden, kimi gittikçe niteliksizleşen üniversite eğitiminin geleceğe dair ne ülkemizde ne de dünya ölçeğinde umut vermesi sebebiyle gençlerimiz ölüyor, öldürülüyor. Aylarca iş arayan ve asgari ücretin biraz üstünde bir maaşla işe başlayan geçinmekte zorlanan yeni mezun mühendisleri görmek, öğrencilerin iyi bir bölüme girerek saygın bir meslek sahibi olma hayallerini hepten yok ediyor. Devletin kendi verdiği üniversite eğitimine güvenmediği, üniversite sonrası sınavlarla yeniden eleme yapma ihtiyacı hissettiği, onu bile adil yapmadığı bir sistemde neredeyse tamamının dilinden “Boşuna mı Okuyoruz” sözünü duyar olduk. Bunların üstüne mesleğini özgür, demokratik ve bilgiye değer verilen bir ortamda icra edemeyeceği endişesi eklenince, pek çok birikimli gencimiz daha lise yıllarından itibaren hayatını yurtdışında kurmanın hesaplarını yapmaya başladı.
Eğitimde fırsat eşitliğini bilinçli olarak sağlamayan, barınma, sağlık ve eğitim gibi en temel hakları piyasalaştıran, gençleri tarikat yurtlarına mahkum eden, onları fıtrat üzerinden ayrıştıran, belirlenmiş kalıplara, cinsiyet sınırlarının içine sıkıştıran politikaları üretenler bu can kayıplarının başta gelen sorumlularıdır. Bu gençlerin çalınan hayatlarının hesabı onlardan sorulmalıdır.
Derhal ve hiç vakit kaybetmeden meclis harekete geçmeli ve yurtlarda yaşanan ölümlerin detaylı bir şekilde araştırılması sağlanmalı, sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalı, bir gencimizi daha kaybetmeden onları bu sonuca götüren şartlar düzeltilmelidir.
Daha önce başka bir genç meslektaşı adayımız Aylin Arslan için seslenmiş ve “son olsun” demiştik. Olmadı! Şimdi de Ayşegül’ü yitirdik. Artık yeter! Gençlerin yaşamaktan mutluluk duyacağı bir ülkeye, hayal ettiğimiz Türkiye’ye ulaşmak için birlikte, bir arada, örgütlü olmaya ve dayanışmaya ihtiyacımız var.
Yalnız değilsiniz !
Çaresiz değilsiniz !
Mücadelenizde birlikteyiz!
Bilgisayar Mühendisleri Odası
6.Dönem Yönetim Kurulu