TMMOB BİZİZ! SUSMAYACAĞIZ!
SARAYIN ODASI OLMAYACAĞIZ!
TMMOB BİZİZ! SUSMAYACAĞIZ!
SARAYIN ODASI OLMAYACAĞIZ!
Ülkemizde, ilk bilgisayar sistemleri 1960’lı yıllarda kamu kuruluşları ve üniversitelerde kullanılmaya başlandı. İlk bilgisayar mühendisliği bölümleri 1977’de kuruldu ve bu bölümlerin ilk mezunları 1981’de diplomalarını aldılar. Ardından bilgisayar mühendislerinin sayılarının katlanarak arttığına, bilişim sistemlerinin, yazılımların ve bilgisayar mühendislerinin eğitimden sağlığa, savunmadan ticarete yaşamın her alanında etkisini gösterdiğine tanık olduk. Bugün bilişim sistemleri olmadan günlük işlerin bile yerine getirilmesinin olanaksız hale geldiğini özellikle içinde olduğumuz salgın günlerinde çok daha iyi fark ettik.
Türkiye’de siyasi iktidarların 1980’li yıllardan başlayarak benimsediği neo-liberal politikaların yıkıcı sonuçlarına karşı TMMOB’nin bilimi, emeği, ülke ekonomisini ve çevreyi temel alan mücadelesi ile bilgisayar mühendislerinin yolu, 1990’lı yılların başlarında Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) çatısı altında kesişti. 2000’li yıllarla birlikte AKP iktidarının emek, özgürlük, demokrasi, laiklik ve bilim karşıtı saldırılarının en fazla yoğunlaştığı alanlardan biri de “bilişim” olarak karşımıza çıktı. Meslek alanımıza ilişkin sorunların giderilmesi, meslektaşlarımızın haklarının savunulması ve bilişim politikalarının toplumcu bakış açısıyla tanımlanıp denetlenmesi temelinde EMO içinde meslek dalı komisyonlarında başlayan çalışmaların ardından 2012 yılında Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO) kuruldu.
BMO, kuruluşundan bu yana bilişim alanında yoğunlaşan sansür ve gözetim uygulamalarına, sosyal medya yasaklarına karşı kampanyalar yürüttü. Yaşanan her kritik süreçte toplumun haber alma hakkını savundu, baskıyı giderek artıran siyasi iktidarın yasa yoluyla ya da yasadışı olarak gündeme getirdiği yasaklamalara karşı durdu. Adli süreçlerde dijital verilerin siyasi intikam aracı olarak kullanılmasına karşı çıkarak bu konuda yetkin ve tarafsız meslektaşlarımızın görev almasının önemine vurgu yaptı.
Kamu bilişim projelerinin toplum adına denetlenmesi amacıyla Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS), Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS), Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) gibi hepimizin yaşamını doğrudan etkileyen projelerin maliyet, etkinlik, güvenlik, gizlilik, tarafsızlık ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi için çalışmalar yaparak sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’de İnternet altyapısının durumunu raporlarla ve etkinliklerle ortaya koydu, İnternet’e erişimin bir insan hakkı olduğu noktasından hareketle ucuz, hızlı, kotasız ve sansürsüz İnternet istemini güçlü bir sesle dile getirdi.
Bilgisayar mühendislerinin ve diğer bilişim çalışanlarının sorunlarını daha görünür kıldı, işyerlerinde karşılaştıkları sorunların çözümü için hukuksal destek sağladı, hazırladığı “En Az Ücret Yönetmeliği”yle meslektaşlarımızın emeklerinin karşılığını alabilmesi amacıyla düzenlemeler getirmeye çalıştı. Bilgisayar mühendisliği eğitiminin niteliğinin yükseltilmesi için raporlar hazırladı, akademik kesimlerle işbirliği olanaklarını geliştirdi. Mesleğimizin, meslektaşlarımızın ve bilişim alanının sorunlarını, Bilgisayar Mühendisleri Kurultayları ile kamuoyunun gündemine taşıdı.
Mesleğimizin yerine getirilmesi için gereken kuramsal ve uygulamalı bilgi birikimimizin ve yoğun emeklerimizin karşılığı olan diplomalarımızın değersizleşmesine, ticari sertifikalarla eş tutulmasına karşı mücadele etti. Mesleki Yeterlik Kurumu’na açtığı ve kazandığı davayla mesleğimizin akademik niteliğinin korunmasını sağladı. Son olarak “1 milyon yazılımcı” yetiştirme iddiasıyla meslek alanımızın niteliğinin düşürülmesine ve gençlerimizin hayalleriyle oynanmasına, tüm meslektaşlarımız adına tepki gösterdi.
Bugün TMMOB ve meslek odalarımız daha önce defalarca olduğu gibi yeni bir tehditle karşı karşıya… Siyasi iktidar, sahibinin sesi haline getirdiği çeşitli meslek örgütlerinde, ticaret/sanayi odalarında ve işverenin önerdiği maaş zammının dahi altında toplu sözleşmelere imza atan sözde memur ve işçi sendikalarında belirginleşen çürümüşlüğe başta TMMOB olmak üzere uydusu olmayı reddeden tüm meslek örgütlerini sürüklemek için yeni bir saldırıda bulunmaya hazırlanıyor.
Bu ortamda bütün kurumların temel önceliği, şimdiden 4000’in üzerinde yurttaşımızı yitirdiğimiz salgınla ve salgının toplumsal ve ekonomik alanda yarattığı derin yıkımla mücadele olması gerekirken, TMMOB ve Odalar başta olmak üzere demokratik kitle örgütlerinin yasalarında değişikliğin alelacele gündeme getirilmesinin gerekçesi bizce açıktır.
Salgının yarattığı ortam fırsat bilinip hız kesmeden devam eden bilim, doğa ve demokrasi karşıtı saldırılara ve derinleşen ekonomik bunalıma karşı verilecek bilim ve emek eksenli mücadelenin odağı olan birliğimiz TMMOB ve Odalarımız hedef alınmaktadır.
12 Mart ve 12 Eylül askeri diktatörlüklerinin bile cesaret edemediği yasa değişikliği önerileriyle üyelerimizin iradelerine ipotek konulmak, demokratik kitle örgütü niteliğindeki Odalarımız sarayın birer odası haline getirilmek istenmektedir. Böylelikle, zaten işlevsiz hale getirilen yasama ve yargının yanına TMMOB de eklenerek, bütün denetim mekanizmaları yok edilerek tek adam rejiminin kurumsallaşması sağlanacaktır.
Bu ülkenin bilgisayar mühendisleri olarak Birliğimize sürekli ve sistemli olarak yöneltilen saldırıların karşısında duracağımızı; bilimi, aklı, emeği, insanı ve doğayı savunmaya devam edeceğimizi bir kere daha vurguluyor; özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden, adaletten, laiklikten ve barıştan yana olan tüm toplum kesimlerini TMMOB’nin yanında mücadeleye çağırıyoruz.
TMMOB BİZİZ! SUSMAYACAĞIZ!
SARAYIN ODASI OLMAYACAĞIZ!
Yaşasın Bilgisayar Mühendisleri Odası!
Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü!
Bilgisayar Mühendisleri Odası 4. Dönem Yönetim Kurulu