Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Yarının Daha Güzel Olacağı Umudu
ve O Umudu Gerçek Kılacak İşçiler!…
Yaşasın 1 Mayıs!
“Günlerin bugün getirdiği baskı, zulüm ve kandır…
Ancak bu böyle gitmez...”
İnsanca koşullarda çalışmak isteyen işçilerin bize mirasıdır 1 Mayıs. 1886’da alanları dolduran ve o alandaki sesleri sınırları aşan ve bugüne taşınan işçilerin…
Bugün çalışan haklarından, 8 saatlik çalışma süresinden söz edebiliyorsak o mirasın, o sesin sayesendedir. O gün onlar “Bu daha başlangıç” demişler, o mirası bugün devralanlar da “mücadeleye devam” diye eklemişlerdir.
Ve bu mücadele sürmek zorundadır…
Evde kalabilsin, sağlıksız koşullarda çalışmasın diye işçiler…
İş cinayetlerinde ölmesin, toprağa diri diri gömülmesin diye işçiler…
Çalışma süresine uyulsun, fazla mesaiyle boğulmasın diye işçiler…
İşsiz olmak, işsiz kalmak korkusuyla yaşamasın ve bir gün işsiz kalmasın diye işçiler…
Bilgisayar mühendisleri ve bileşeni olduğumuz tüm bilişim emekçileri adına bu söz, bu mücadele bizimdir.
Her krizde güvencesizlik gerçeğiyle ilk yüz yüze gelen, işsiz bırakılan, hakları tırpanlanan biziz.
Salgın bahanesiyle işten atılan, ücretleri kesilen, izinleri eritilen, ücretsiz izne zorlanan biziz.
Uzaktan çalışan ama daha yakından izlenen, denetlenen, gözetim altında tutulan biziz.
Evleri işyerine dönüştürülen; evlerimizde, işten beter çalıştırılan biziz.
“1 milyon yazılımcı” gibi siyasi tasarılarla emeği ucuzlatılmaya çalışılan, boş bir umudun ardına sürüklenen sınıf kardeşleriyle rekabete zorlanan biziz…
Çok iyi biliyoruz.
Evde kalma günlerinde dahi evde kalamayanlardır işçiler.
Uzaktan da olsa çalışmak zorunda olanlardır işçiler.
Yaşamları pahasına yaşamı yaşatanlardır işçiler…
Salgın günleri bir kez daha göstermiştir ki dünya, işçilerin ellerinde ve işçilerin yüzü suyu hürmetine dönmektedir.
Cansız bir varlıkla mücadele için can veren sağlık emekçileri,
Tüm salgınların en amansız düşmanı, en güçlü aşısı temizlik işçileri,
Her koşulda hizmette sınır tanımayan hizmet sektörü çalışanları,
Dünyayı sırtlayıp getiren kargo çalışanları, taşıma işçileri,
Yalnızca bina değil yeni bir yaşam inşa eden inşaat işçileri,
Okulları evlerimize taşıyan eğitim emekçileri,
Hamaset iktidarına akılla direnen bilim insanları,
Ürettikleri teknolojiyle o bilim insanlarının kararlarının en büyük destekçisi, sosyal olanda mesafeyi kaldıran bilişim işçileri,
Yakasının rengine bakılmaksızın, tüm renkten işçiler, emekçiler,
Yani bizler…
“Biz” olmak zorunda olanlardır, yaşamı mümkün ve yaşanılır kılan…
Bakmayınız “sosyal mesafe” dendiğine; sosyal olan, mesafe tanımaz. Sadece bedenlerin yakınlığı değildir çünkü toplumsalı yaratan…
Yürekler kararmasın; omuzların da yan yana olacağı gün yakındır.
Ancak asıl olan, yan yana olan yürekler ve zihinlerdir.
Ortak düşler ve düşünüşlerdir.
Birlikte üretilenler ve birlikte bölüşülenlerdir…
Ondandır “Aşk örgütlenmektir…” der şair.
Ve ondandır meslek örgütleri, odalar, sendikalar vardır.
Ve ondandır oralarda var olanların başları daha diktir ve daha gür çıkar sesleri.
Çünkü, içimizdeki “ben”i yitirmeden “Biz” olmaktır mesele…
Çünkü, biz “Biz” oldukça,
Bu böyle gitmeyecek
Ve günlerin bugün getirdiği, yarın götürdüğü olacaktır…
Yaşasın dünden bugüne taşınan emeğin ve bilimin aydınlık mücadelesi…
Ve yarının daha güzel olacağı umudu…
Yaşasın o yarını kuracak
ve o umudu gerçek kılacak işçiler…
Yaşasın 1 Mayıs!…
Bilgisayar Mühendisleri Odası 4. Dönem Yönetim Kurulu