“BİLİŞİM TARİHİMİZİN UNUTULMAZLARI” Etkinliğinde Dr. Necdet Bulut Anıldı
Bilgisayar Mühendisleri Odası İstanbul İl Temsilciliğinin, ülkemizde bilişim alanının öncülüğünü üstelenen, mesleğimizin gelişmesine katkıda bulunan değerli adları anmak, emek ve ürünlerini genç kuşaklara tanıtmak amacıyla başlattığı “Bilişim Tarihimizin Unutulmazları” dizisinin ilk etkinliği 24 Kasım 2018’de yapıldı.
26 Kasım 1978’de uğradığı silahlı saldırı sonucunda 8 Aralık 1978’de yaşamını yitiren, Türkiye’nin bilgisayar bilimleri alanındaki ilk doktoralı bilim insanı olan Dr. Necdet Bulut’un aramızdan kopartılışının 40. yılında anıldığı etkinlikte eşi Neşe Erdilek Bulut ve dostlarının anma konuşmalarının ardından bilişim tarihimizin değişik açılardan ele alındığı bir açıkoturum gerçekleştirildi.
BMO Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Küçükaras, etkinliğin açış konuşmasında Necdet Bulut’u ve aynı yıllarda öldürülen diğer aydınlarımızı yitirmeseydik bambaşka bir Türkiye’de yaşayacağımızı belirterek tarih bilinci edinmenin önemine değindi; “tarih bilinci”nin yalnızca geçmişte yaşananları öğrenip bunlardan ders çıkartmak değil, aynı zamanda geçmişte başlatılan işlerin geleceğe taşınması sorumluluğunu yüklenmek olduğuna dikkat çekti. (Hülya Küçükaras’ın Açış Konuşması)
BMO İstanbul Temsilciliği Koordinatörü Arif Cevizci fotoğraflar eşliğinde Bulut’un yaşamından kesitler sunarken 1970 ve 80’lerin toplumsal olaylarını, Necdet Bulut’un o dönemde üstlendiği görevleri, düşünce ve çabalarını aktardı. Arif Cevizci, BMO’nun Necdet Bulut gibi büyük izler bırakan bir bilim insanını anmasının zorunlu olduğunu vurgulayarak bunu yerine getirmenin gururunu paylaştığını belirtti.
Yaşam Sevinciyle Örüyle Yurtseverlik
Necdet Bulut’un anıldığı bölüm, eşi Neşe Erdilek Bulut’un konuşmasıyla başladı. Eşinin yaşam sevinciyle dolu olduğunu, pek çok örgütte düşüncelerinin gerektirdiği eylemlilik içerisinde bulunduğunu söyleyen Neşe Erdilek Bulut, konuşmasını Necdet Bulut’un anıları ve yapıtlarından örnekler vererek sürdürdü.
Necdet Bulut’la yolları kesişen meslektaşları, dostları ve arkadaşları ise yaptıkları kısa konuşmalarla anılarını, Bulut’un düşlerini, düşüncelerini, yaşama bakışını anlattılar. Gürel Tüzün, 12 Eylül 1980 darbesi öncesi yaşananlarda, Tüm Öğretim Üyeleri Derneği’nin (TÜMÖD’ün) kuruluş evresinden söz ederek “Direnmek yaşamaktır,” dedi. ODTÜ’den öğrencisi Gül Ergün, Necdet Bulut’un neşesi ve cana yakınlığıyla kendisinde önemli izler bıraktığını belirtti. Prof. Dr. Yahya Karslıgil, Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda reaktör kurulumu sırasında Necdet Bulut’la tanıştığından ve anılarından söz etti. IBM’den arkadaşı Gönül Taylan Dinçer, Necdet Bulut’un öncülerinden olduğu girişimle IBM’de işyeri sendikası BİL-İŞ’in kurulduğunu ve “yönetime katılmak istiyoruz” diye başlattıkları örgütlenme çabalarını anlattı. Herkese Bilim ve Teknoloji dergisinin köşeyazarlarından Müfit Akyos, Necdet Bulut’un örgütçü yanına değinerek öğrenmek, paylaşmak, dayanışma ve bunları kucaklayan yurtseverliğin Bulut’ta beden bulduğunu, direnmenin en önemli aracının da “unutmamak” olduğunu dile getirdi. Aydın Köksal, Hasan Tan’ın ODTÜ’ye rektör atandığı günlerdeki mücadelede ve ODTÜ-Hacettepe Üniversitesi dayanışmasından söz ederek TÜMÖD’ün verdiği ilk Necdet Bulut Ödülünü almanın övüncünü taşıdığını belirtti.
Etkinliğimize katılamayan Sönmez Taner ile Rona Aybay ise gönderdikleri iletilerle Necdet Bulut’a ilişkin duygu ve anılarını katılımcılarla paylaştılar.
Bilişim Kesiminin Sahibi Kim?
Etkinliğin ikinci bölümünde “Bilişim Tarihimizden” başlıklı açıkoturum yapıldı. Füsun Sarp Nebil’in yönettiği açıkoturumda söz alan konuşmacılar geçmişten günümüze bilişim tarihinde kamu ve özel kesim, dijital ve basılı medya üzerine konuştular; bilişimin dünü, bugünü, yarını için saptamalarını ve önerilerini dile getirdiler.
İlk sözü alan Füsun Sarp Nebil, bilişim pazarının büyüklüklerini sunarak bu oranların bilgisayar firmalarınca yönetildiğini, gerçekleri ortaya çıkarmak için küçük ölçekli ama bağımsız medyanın desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Dr. Rifat Çölkesen, bilişim alanında yayın yapmanın, uygulamaların ürüne dönüşmesinin önemini vurgulayarak yaratıcı odaklı kitaplar üretilmesi gerektiğine dikkat çekti; Türkiye’nin kitap sayısı açısından dünyada 11., Avrupa’da 7., kitap çeşidi açısından da Avrupa’da 1. olduğunu söyledi.
Nezih Kuleyin, Türkiye’de bilgisayarlaşmanın tarihinden söz ettiği konuşmasında özel kesimin kamuya göre daha geç adımlar attığını, başlangıçta Hindistan’la aynı olan bilgisayarlaşmada özellikle 1975’ten sonra geri kalındığını söyleyerek rekabetçi ve atılımcı bir yazılım kesimi oluşturamadığımızı belirtti. “Endüstri 4.0’ı gündeme getiren ülkelerde nüfus artışı düşük, endüstrileşme tamamlanmış, genç nüfus az, dış ticaret açığı yok; bizde ise tam tersi” diyen Kuleyin, bu konuya da özel olarak dikkat çekti.
Konuşmasında bilişimin geleceğini ele alan Tanol Türkoğlu, yaptığı sunuda “dijital yakınsama, dijital diktatörlük, dijihür” gibi kavramlardan söz ederek yaşamın her alanında dönüşümün hızla sürdüğünü, bireylerin ve bizim gibi ülkelerin belirleyici ve karar verici olmakta geri kaldığını belirtti.
Prof. Dr. Aydın Köksal, kamu kesiminde çok başarılı bilişim sistemleri kurulduğunu, yazılım geliştirmede dünyayla yarışır nitelikle olduğumuzu örneklerle aktardı.
Etkinlik, konuşmacılara teşekkür belgelerinin verilmesiyle sona erdi.
(Etkinliğin video kaydı, yakında BMO kanalından paylaşılacaktır.)