Bilgisayar Mühendislerinin Örgütlenme Atağı
Birkan Sarıfakıoğlu
Bilgisayar Mühendisliği Meslek Dalı Ana Komisyonu Üyesi
Bu yazı ilk olarak EMO’nun yayını Elektrik Mühendisliği Dergisi’nin Şubat 2012 tarihli, 444. sayısında yayınlanmıştır.
Bilindiği gibi bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeleri takip etmekte zorlanır hale geldik. Her geçen gün yeni yeni teknolojiler, bu alanın özneleri olan mühendisler tarafından üretilerek insanlığın hizmetine sunuluyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin sirayet etmediği meslek alanı neredeyse kalmadı. Buna bağlı olarak bilgisayar mühendisliği disiplini de birçok meslek alanına yön vermeyi başardı. Bu anlamda gerek mühendis sayısı ile gerekse de etki alanı ve üretkenliği ile bilgisayar mühendisliği disiplini üretilen teknolojilerin odağı haline geldi.
Şüphesiz ki bilişim sektörü salt bilgisayar mühendislerinden menkul değil. Sektör, ekonomik hacmine ve sosyokültürel belirleyiciliğine, bu sektördeki bilişim çalışanlarının omuzlarında yükselerek geldi. Lisans eğitimi süresince, bilişim yani bilgi ve iletişim alanının kuramsal altyapısı ile ilgili aldığı birçok ders sayesinde bu alana bütünsel bir bakışa sahip olabilmesi bilgisayar mühendisliği disiplininin daha ayrıntılı bir perspektiften incelenmesi gerektiğinin bir göstergesidir.
İlk mezunun verildiği 1981 yılından bu yana (yaklaşık 31 yıldır) bilgisayar mühendislerinin mesleki ve toplumsal seyri epeyce ilginçtir. 90’lara kadar ne olduğu bile tam anlaşılmayan, genelde akademik ve Ar-Ge alanlarında kalan, 90’lardan 2000’lere kadar ise bilişim sektörünün atılım yapması ile birlikte altın çağını yaşayan bilgisayar mühendisleri için 2001 krizi önemli bir dönüm noktası olmuştur.
90’larda sektörün büyüme eğilimi ve bilgisayar mühendisi sayısının azlığı, bilgisayar mühendislerini yüksek maaşlarla ve bol konforlu, bol plazalı iş yaşamı ile tanıştırmış; “beyaz yakalı” profilinin önde gideni konumuna getirmiştir. 2001 krizi ile tüm sektörde baş gösteren daralma ve dalgalanma ile beraber başlayan işten çıkarmalar ile tanışmış, tabiri caiz ise o beyaz yakaları kirlenerek maviye çalmaya başlamıştır. Daha sonrası ise popülist sağ eğitim politikaları ile hemen her ile üniversite, her üniversitede de bilgisayar mühendisliği bölümü açılarak eğitim niteliksizleştirilmiştir. Bunun bir sonucu olarak sektörde mühendislik icra etmesi gereken bilgisayar mühendislerinin bir çoğu rutin işlere ve ara kadrolara mahkum edilerek, emeği vasıfsızlaştırılmıştır.
Bugün ise hem nitelik hem de niceliksel olarak durum çok daha vahim bir noktaya gelmiştir. Ayrıcalıklı konumlarını yitirerek sınıfsal konumu belirginleşen bilgisayar mühendisi sayısındaki artış çok çarpıcıdır. ÖSYM’nin verileri ile ifade edecek olursak; 1981 yılından bu yana ülkemizde 30 bini aşkın meslektaşımız bulunmakta, her yıl da 71 üniversitedeki 85 bölümden aramıza 4 binden fazla yeni bilgisayar mühendisi arkadaşımız katılmaktadır. Tablo 1 ve Grafik 1’de yıllara göre bilgisayar mühendisliği ve elektrik mühendisliği, elektronik mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği toplam mezun sayıları ve büyüme oranları gösterilmiştir.
Tablo 1 ve Grafik 1’den de görüldüğü gibi 2011 yılı itibariyle bilgisayar mühendisliği mezun sayısı EMO örgütlülüğü içerisindeki diğer tüm disiplinlere ait bölümlerden mezun olanların toplam sayısından daha fazla duruma gelmiştir.
Buna karşın bilgisayar mühendislerinin bu gelişime, üretkenliğe ve artışa denk düşen bir örgütlenme anlayışını ve mesleki birlikteliği yeterli bir şekilde hayata geçirdiğini söylemek mümkün değildir. EMO üyesi olan bilgisayar mühendisi sayısı ise yaklaşık 2 bin 700 civarındadır. Kabaca bilgisayar mühendislerinin meslek odası örgütlenmesi yüzde 9 civarında bir orana denk gelmekte olup bu da örgütlenmedeki yetersizliği açıkça ifade etmektedir. Maalesef ki bu sorun bilgisayar mühendisliği disiplini örgütlülüğü kadar olmasa da EMO bünyesindeki diğer disiplinlerde dahi kendini göstermektedir. Her geçen yıl da mezun sayısı ve meslek odası üyeliği sayısı arasındaki makas açılmaktadır. Dolayısıyla bu sorun örgütsel bir sorun haline gelmiştir. TMMOB örgütlülüğünün bu alandaki meslektaş ile olan bağları her geçen gün zayıflamaktadır. Grafik 2a ve Grafik 2b’de bu gidişat açıkça serimlenmiştir.
Bugün kendisinin ve meslektaşlarının çıkarını, toplumun çıkarından ayrı tutmayan EMO bünyesindeki bilgisayar mühendisleri tarafından meslek dalı komisyonlarında yapılan özverili çalışmalara rağmen örgütlenmedeki yetersizlik çalışma yaşamındaki sorunlar başta olmak üzere birçok sorunu da ortaya çıkarmaktadır.
Bilgisayar mühendislerinin çalıştığı bilişim sektöründe mühendislik hizmetleri ve meslek alanları çerçevesinin yasal düzenlemelerinin tanımlı olmayışı, mesleki denetimin ve yetkili kişilerin olmaması sektörü tam bir kaosa sürüklemektedir. Yoğun ve esnek çalışma, fazla mesai, bitmeyen bilişim projeleri bu kaotik durumun sonuçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizdeki eğitim sisteminin çarpıklığı da bu kaos ortamını beslemektedir. Niteliksiz ve çarpık eğitim sisteminden dolayı sektörde çalışan mühendisler arasında bir kastlaşma yaratılmaktadır. Köklü ve geniş imkana sahip üniversitelerde nitelikli ve kaliteli eğitim alan az sayıdaki mühendis analiz, tasarım ve modelleme gibi mühendislik faaliyetleri icra ederken; diğer meslektaşları rutin ve pratik işlere kanalize edilerek teknisyenleştirilmektedir. Bir yandaki mühendisler bilim ve teknik ile teknolojik ürünler üretirken diğer taraftaki mühendisler “son kullanıcı” olmaya mahkum edilmektedir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi bilgisayar mühendislerinin sorunları kartopu gibi büyümüş ve komisyonlarda çözülemeyecek hale gelmiştir. Çözüme yönelik örgütlenme faaliyetleri kapsamında çalışmalar yapan komisyonlar ile meslektaşlarımızın tümünü kucaklayan bir örgütlülük maalesef yaratılamamıştır.
Geçtiğimiz dönemler içerisinde örgütümüz bünyesinde yapılan komisyon çalışmalarında zaman zaman örgütlenme adına önemli ilerlemeler de sağlamıştır. 90’ların başlarında, 80 Darbesi sonrası tüm yurtta tekrar yükselmeye başlayan toplumsal muhalefetin bir sonucu olarak bilgisayar mühendislerinin EMO bünyesinde sağladığı örgütlenme düzeyinde de bir yükseliş bulunmaktadır.
2001 krizinden sonra, maviye çalan yakaları ve sınıfsal konumları ile ayrıcalıklı konumlarını yitiren bilgisayar mühendisleri EMO bünyesinde 2004-2005 yıllarında örgütlenme çalışmalarına yeniden başlamışlardır. Elektronik yayın ve üye sayılarında ciddi artış olsa da örgütlenme ve meslek disiplini konusunda söz sahibi olma noktasında gereken sıçrama gösterilememiştir.
Şimdiye kadar bilgisayar mühendislerinin örgütlenmesi adına EMO içerisinde MDK’lar ve MEDAK üzerinden yürütülen çalışmalar -EMO üyesi olsun/olmasın- tüm bilgisayar mühendisi meslektaşlarımız açısından odalaşma sürecinin temel motivasyon haline geldiğini göstermiştir. Üniversite etkinliklerinde, bölüm başkanları ve akademik camia ile yapılan toplantılarda, öğrenci etkinliklerinde, mühendislerin yoğun olarak çalıştığı teknokentlerde yapılan etkinliklerde bu motivasyonun meslektaşlarımız ve meslektaş adaylarımız tarafından yüksek sesle dile getirildiği görülmektedir.
Bu somut alan gerçekliği, odalaşmanın bilgisayar mühendislerinin örgütlenmesi için artık kaçınılmaz olduğunu göstermiş ve MEDAK rotasını Bilgisayar Mühendisleri Odası kuruluş çalışmalarının başlatılması yönünde belirlemiştir. Bu yöndeki iradesini de EMO içerisinde bu sürecin tartışılması ve söz konusu sürecin örgütsel bütünlük içerisinde örülmesi gerekliliği üzerinden koymuştur.
MEDAK’ın rotasını Bilgisayar Mühendisleri Odası kuruluş çalışmalarına ve bu kapsamda örgütlenme faaliyetlerinin olgunlaştırılmasına yöneltmesinden bu yana yapılan çalışmalar sayesinde EMO içerisinde hiçbir zaman olmadığı düzeyde bir bilgisayar mühendisleri örgütlülüğü sağlanmıştır.
“Mesleğimize, örgütümüze ve ülkemize sahip çıkıyoruz, Odamızı kuruyoruz” diyerek yola çıkan komisyonumuz kısa süre içerisinde meslektaşlarımız arasında önemli bir sinerji yaratmayı başarmıştır.
Bölüm başkanları toplantısı ile komisyonumuzun aldığı karar akademik camia ile paylaşılmış; tüm bölüm başkanlarından TMMOB ile EMO ilke ve gelenekleri doğrultusunda olgunlaşacak olan bu sürece destek imzaları alınmıştır. Birçok üniversitede öğrencilere meslek odası örgütlülüğünün kazandırılması kapsamında bilgilendirme çalışmaları yapılmış, “Bilgisayar Mühendisliği Öğrencileri Odalarıyla Buluşuyor” ve “Bilgisayar Mühendisleri Odası Kuruluyor” etkinlikleri ile çok sayıda bilgisayar mühendisliği öğrencisine ulaşılmıştır. Ankara ve İstanbul’da MDK’lar tarafından düzenlenen çalıştaylar ile doğrudan meslektaşlarımıza ulaşılarak, sürecin gerekliliği konusunda hemfikir olunmuş; meslektaşlarımız oda kuruluş sürecinin olgunlaştırılması için desteklerini beyan etmişlerdir. Bununla birlikte şubelerimizde yapılan üye toplantıları ile ilgili süreç, şube üyesi bilgisayar mühendisleri ile paylaşılarak üyelerimize gereken bilgilendirmeler yapılmıştır. Bilişim sektörünün gelişkin olduğu illerde bulunan teknokent/teknopark’larda standlar açılarak sürece destek amaçlı imzalar toplanmış ve meslektaşlarımıza bilgilendirmeler yapılmıştır.
Bilgisayar Mühendisleri Odası kuruluş sürecini tartıştırmak adına yapılan bilgisayar mühendisliği çalıştayları, meslektaşlarımızın yoğun olarak çalıştıkları teknokent/teknopark bölgelerine yapılan ziyaretler, üniversite öğrenci buluşmaları, yerellerde üye toplantıları, bilgisayar mühendisliği bölüm başkanlarınca verilen EMO içerisinde yürütülen odalaşma çalışmalarına destek imzaları, daha öncesinde bireysel düzlemde ifadesini bulmuş olan odalaşma talebinin artık kitlesel bir düzlemde de beyan edildiğini ve buna bağlı olarak da sürecin ete kemiğe bürünme vaktinin geldiğini göstermektedir.
EMO içerisinde örgütlenmiş olan bilgisayar mühendisleri, bilgisayar mühendislerinin sorunlarının EMO bünyesinde kurulan komisyonlarda çözülemeyecek kadar büyük olduğunu tespit etmiştir. Çözümün ise, meslektaşlarımızı kucaklayan, üyelerinin mesleki ve özlük haklarının geliştirilmesini hedefleyen, ülkenin bilişim politikalarında etkin ve söz sahibi, TMMOB ve EMO’nun toplumcu ve halktan yana ilkeleri doğrultusunda mesleki demokratik kitle örgütü Bilgisayar Mühendisleri Odası olduğuna karar vermiştir.
TMMOB örgütlülüğü açısından süreç bir kopuş olarak düşünülmemelidir. Odalaşma talebi, tamamen TMMOB örgütlülüğün bilgisayar mühendisleri ile kopmak üzere olan bağlarının hiç kopmamak üzere sağlamlaştırılması sürecidir. TMMOB örgütlülüğünün meslektaşını, halkını kucaklama sürecidir. Bilgisayar mühendislerini örgütlülüğümüze katma sürecidir. Türkiye mühendis ve mimar mücadelesinin önderi olan TMMOB’ye mücadele örgütü olarak bir mevzi daha açma ve örgütlülüğü büyütme sürecidir. Bu açıdan süreç bir kopuşa değil mücadeleci ve direngen bir sürekliliğe işaret etmektedir. Bundan dolayı diyoruz ki;
“Bilgisayar Mühendisleri Odası ile;
Azalmıyoruz, Çoğalıyoruz,
Küçülmüyoruz, Büyüyoruz,
Bölünmüyoruz, Birleşiyoruz…”